
Eski Datça: Taş Sokaklarda Zamanı Yavaşlatan Mahalle
Datça’nın kalbinde yer alan ve adeta zamanın yavaş aktığı bir yer: Eski Datça. Burası, taş evleri, begonvillerle sarılı sokakları, sessizliği ve samimi atmosferiyle Ege’nin ruhunu tam anlamıyla yansıtan bir mahalle. Günümüz modern Datça’sından birkaç kilometre ötede olmasına rağmen, havası, ritmi ve tarzıyla bambaşka bir dünya sunuyor. Eğer Datça’ya yolunuz düşerse, bu otantik mahalleyi keşfetmeden dönmeyin derim.
Eski Datça’nın Kısa Tarihi
Bölgenin ilk yerleşim yerlerinden biri olarak bilinir. Tarihi Antik Knidos’a kadar uzanır. Coğrafi olarak içeride konumlanması, hem korsan saldırılarından korunmak hem de verimli topraklardan yararlanmak amacıyla tercih edilmiş. Bugünkü Datça merkezinin deniz kenarına kurulması çok daha sonralara dayanıyor.
Zamanla yerleşim sahile kaymış olsa da, Bu mahalle taş evleri, Arnavut kaldırımı sokakları ve tarihi dokusuyla ayakta kalmayı başarmış. Bugün hem mimarisi hem de korunmuş kültürel dokusuyla pek çok gezginin gözdesi.
Sokaklar, Evler ve Begonviller: Her Adım Fotoğraflık
Bu büyülü sokaklarda yürürken zamanın yavaşladığını hissedersiniz. Sokakların her biri ayrı bir hikâye anlatıyor. Taş evlerin bazıları restore edilerek butik otel, sanat atölyesi ya da kafe olarak kullanıma açılmış. Bazı evler ise hâlâ yerli halkın yaşam alanı.
Her köşe begonvillerle süslenmiş; özellikle yaz aylarında rengârenk çiçekler sokaklara adeta bir tablo havası katıyor. Fotoğraf çekmeyi seviyorsanız, burası tam bir açık hava stüdyosu gibi.
Can Yücel’in İzleri
Burayı bu kadar özel yapan bir diğer unsur da hiç kuşkusuz Can Yücel’dir. Ünlü şair, hayatının son yıllarını burada geçirmiş ve bu mahalledeki mütevazı evinde hayata veda etmiştir. Bugün Can Yücel’in evi dışarıdan görülebiliyor; bahçesi ve duvarlarındaki şiirler ise ziyaretçilere duygusal bir atmosfer sunuyor.
👉 Can Yücel Evi hakkında daha fazla bilgi için buraya tıklayın.
Ayrıca her yıl ağustos ayında düzenlenen Can Yücel Şiir Festivali, edebiyatseverleri bir araya getiriyor.

Yeme-İçme ve Alışveriş
Eski Datça’da küçük ama özenle işletilen kafe ve restoranlar bulunuyor. Yerel zeytin, badem, bal ve el yapımı reçelleri tadabilir; taş fırından çıkan Datça çöreklerini deneyebilirsiniz. El emeği ürünlerin satıldığı küçük dükkanlardan da hediyelikler alabilirsiniz.
Alışveriş yaparken üreticiden doğrudan alışveriş yapıyor olmak, burayı diğer turistik merkezlerden ayırıyor.
Eski Datça’ya Nasıl Gidilir?
Datça merkezden Eski Datça’ya ulaşmak oldukça kolay. Merkezden yaklaşık 2,5 km uzaklıkta ve yürüyerek ya da bisikletle bile gidilebilecek mesafede. Yaz aylarında minibüs seferleri düzenleniyor. Özel araçla gelenler için park alanları da mevcut.
Eski Datça’ya Gitmek İçin En Uygun Zaman
Bahar ve yaz ayları Eski Datça’yı ziyaret etmek için en ideal dönemlerdir. Özellikle Haziran-Eylül arası, begonvillerin en coşkulu olduğu zamanlardır. Sabah erken saatlerde ya da gün batımına yakın zamanlarda gezinmek hem daha serin olur hem de fotoğraf açısından büyüleyici kareler sunar.
Yakınlarda Görülecek Yerler
Eski Datça’dan sonra rotanıza biraz tarih katmak isterseniz, yaklaşık 40 km mesafedeki Knidos Antik Kenti’ni ziyaret edebilirsiniz. Denizle tarihin buluştuğu bu antik kent, Datça’nın en değerli hazinelerinden biridir.
👉 Knidos Antik Kenti hakkında detaylı bilgi için buraya tıklayın.
GoTürkiye Önerisi
Daha fazla bilgi ve resmi kaynaklar için GoTürkiye’nin hazırladığı Datça rehberini ziyaret edebilirsiniz.
🔗 Datça – GoTürkiye Sayfası
Sonuç: Sade ama Derin Bir Deneyim
Eski Datça, gürültülü tatil beldelerinden uzak, samimi ve derin bir Ege deneyimi sunar. Tarihi taş sokakları, edebiyatla yoğrulmuş atmosferi ve doğal güzellikleriyle burada geçirdiğiniz her saat ruhunuzu besler. Datça’ya geldiğinizde, rotanızı mutlaka bu masalsı mahalleye de çevirin. Kalabalıktan uzak ama dolu dolu bir gün geçirmek için Eski Datça biçilmiş kaftan.
Eski Datça, yalnızca bir mahalle değil; aynı zamanda bir zaman yolculuğudur. Sessizliği dinlerken, taş sokaklardan geçerken ya da bir avluda çay içerken insan, modern dünyanın gürültüsünden uzaklaştığını hisseder. Günübirlik bir geziyle yetinmek zor, çünkü Datça sizi yavaşlamaya, soluklanmaya ve kalmaya ikna eder. Her sokakta, her evde, her detayda bir öykü gizlidir. Tatil planı yaparken sadece denizi değil, ruhu da dinlendirecek bir durak arıyorsanız tam size göre.